Haber: DİLAN KUTLU – Kamera MOTION Ladin DEĞER
Buğday hasat zamanı gelmesine rağmen taban fiyat henüz açıklanmadı. Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Yaptığımız analizlere göre maliyet artı çiftçi karı ile birlikte açıklanacak fiyatın kilosu 11 TL olması gerekiyor. Geçen yıl 1 TL oldu. Kg prim desteği hiç indirim yapılmadan verilmeli.Üreticiye daha düşük fiyat verilmesi gelecek yılı ve yılları etkileyecektir.Çiftçi bu yıl kaybetse bile bu kayıplar tüm ekonomiye ve biz tüketicilere yansıyacaktır. önümüzdeki yıllarda” dedi.
Buğday hasadı başlarken, buğdayın taban fiyatına ilişkin hükümet yetkililerinden rastgele bir açıklama yapılmadı. Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Buğday üreticisinin geleceği görebilmesi için alım fiyatının açıklanması gerekir. Ne kadar prim alacağının açıklanması gerekir. 2024’te ödenecek 2023 taban bütçesinin açıklanması gerekir. Birçok faktörün olduğu yerde fiyatlar üretici hasada başlarken açıklanmayan, tüccar küçük üreticinin elindeki buğdayı özellikle küçük üreticinin elindeki buğdayı piyasa fiyatının altından satın alıyor. Koridor, geçmiş yıllarda azalan üretim alanlarını sadece tahıl koridoruna bağımlı kalmadan ve dövizin artan etkisini de dikkate alarak, azalan üreticiyi, üreticinin maliyetini dikkate alarak, Enflasyon maliyetine çiftçi kazancını da ekleyerek , üretimin gelecek yıl düşmemesi için alım fiyatı açıklanmalıdır.
“20 MİLYON TON ÜRETİM TUZAĞINA DÜŞTÜK”
20 milyon ton üretim tuzağına düştük. Nüfusumuzdaki artışa rağmen ’20 milyon ton kendi kendine yeter’ denilse de TÜİK’in açıkladığı 2020-2021 üretim döneminde buğdayda kendi kendimize yeterliliğimiz yüzde 87. Yani dışarıdan ekmeklik buğday ve saman alacak durumdayız. Böyle bir durumda gıda ve tohum dışında iç talebi karşılamak ve ihracat gelirlerini artırmak için 20 milyonu aşmak gündemdeyken, son yıllarda 8-10 milyon ton buğday alıp bedelini yurt dışında ödedik. .
“KG BAŞI 11 TL OLMALI”
Analizimize göre; Maliyet artı çiftçinin karı ile birlikte açıklanacak fiyatın kilosu 11 TL olmalıdır. Son bir yıl için kilogram başına 1 TL olan prim matrahının da herhangi bir indirim yapılmadan verilmesi gerekmektedir. Üreticiye verilecek daha düşük fiyatlar gelecek yıl ve yılları etkileyecektir. Çiftçi bu yıl kaybetse bile bu kayıplar önümüzdeki yıllarda tüm ekonomiye ve biz tüketicilere yansıyacaktır. ‘Ekmek 10 lira…’ zammı konuştuk. Şimdi yine ‘olur mu olmaz mı’ diye konuşuyoruz. Üretimde süreklilik olmayınca tüketici ve üretici olarak bu sorunları yaşamaya devam ediyoruz.
“EKMEK FİYATLARI SANDIĞI GİBİ YÜKSEK OLMAYABİLİR”
Buğday üretiminde sorunlar yaşanırken ekmek üzerinden zam hep konuşuldu. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), Türkiye’den ve yurt dışından aldığı işi sanayicilere ve un değirmenlerine düşük fiyatla sübvanse ederek ve sübvanse ederek seçim öncesi ekmek fiyatını bastırdı. Önümüzde yerel seçimler var. Tahminen 9 ayda bu baskı nedeniyle ekmek fiyatlarına söylendiği kadar zam gelmeyebilir. Ancak çay üreticisine verilen yüzde 60 oranındaki buğday için taban fiyat açıklanırsa 10 TL’yi geçecek. Bu otomatik bir maliyet artışıdır. Ne kadar baskı yaparsanız yapın ekmek üretiminde personel, doğalgaz, elektrik, maya gibi diğer artışlar kaçınılmaz olarak ekmek fiyatlarını yükseltecektir.
“ÇİFTÇİNİN BANKALARA BORCU 390 MİLYAR LİRAYI AŞTI”
‘Önümüzdeki yıl ne kadar buğday üretebilirim’ kararı verecek olan çiftçi, buğdaya verilecek tarla bazlı takviyeler de dahil, bunu şimdiden görmelidir. Ülkemizdeki en büyük hata şudur: Gerekçeler bir yıl sonra açıklanıp ödenirken, önceden açıklanması ve yönlendirilmesi gerekirken, çiftçi girdi maliyetlerini karşılamak ve diğer giderlerini karşılamak için borçlanmaktadır. Bugün çiftçilerin bankalara olan borçları 390 milyar liranın üzerinde. Kısa vadeli borçlar arttı. Çiftçiye sahip çıkamazsak, masraflar konusunda gerekli tedbiri almazsak, çiftçi borcunu ödeyemezse çiftçinin hayvanları yerine traktörünün icrası yeniden gündeme gelebilir. .”
