Çamlıca Fazilet Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. İsk Caferzade, “Genç yaşta görülen Parkinson hastalarında genetik faktörler sıklıkla rol oynuyor.” sözlerini kullandı.
Hastaneden yapılan açıklamada Caferzade, anne ve babasında ya da yakın akrabalarında Parkinson hastalığı öyküsü olan kişilerde genel nüfusa göre hastalığın görülme sıklığının daha yüksek olduğunu belirtti.
11 Nisan Dünya Parkinson Hastalığı Günü’nde açıklama yapan Caferzade, “Parkinson hastalığı genellikle 40-75 yaşları arasında, sıklıkla 60 yaşın üzerinde başlıyor” dedi. sözlerini kullandı.
Caferzade, beyindeki dopamin elementinin, beyin hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurmasını, uyum sağlamasını ve kişinin hareketlerini kontrol etmesini sağlayan, nöromodülatör rol oynayan bir molekül olduğunu kaydetti.
Rıza Caferzade, “Parkinson hastalığı, bu maddeyi üreten hücrelerin bozulması sonucu ortaya çıkıyor. Anormal derecede düşük dopamin seviyeleri, hareketlerde yavaşlama, titreme, kaslarda sertlik, duruş ve denge bozuklukları, konuşma güçlüğü gibi belirtilere neden oluyor. ” değerlendirmesini yaptı.
65 yaş üstü hastalarda her 100 kişiden birinin Parkinson hastalığına yakalandığını anlatan Caferzade, “Hastalarda genellikle genç yaşlarda görülen genetik faktörler rol oynuyor. Anne ve babasında Parkinson öyküsü olan kişilerde hastalığın görülme sıklığı daha yüksek. veya genel nüfusa kıyasla yakın akrabalar.” sözlerini kullandı.
Caferzade, hastalığın seyrinde beyin hücrelerinin normalden daha hızlı bir şekilde kaybolduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Hastalık genellikle sinsice başlar, belirtiler yıllar içinde ilerler. Bu nedenle kişi genellikle hastalığın ne zaman başladığını anlayamaz. Zamanla belirtiler belirginleşir ve ilerledikçe kişinin günlük yaşam aktiviteleri zorlaşabilir ve işlevselliği azalabilir. •Hastaların bize en sık başvuru nedenleri hareketlerde yavaşlık ve titremedir.Parkinson tanısı alan hastaların yaklaşık yüzde 80’inde titreme görülür.El ve ayak gibi uzuvlarda başlayan titreme uzuvlara yayılabilir. Zamanla kol ve bacaklarda.Bazen dili,dudakları ve çeneyi bile etkileyebilir.Bu belirtiler görülürse vakit kaybetmeden bir nöroloji uzmanına başvurulmalıdır.Kaslardaki sertlik nedeniyle Tek taraflı omuz ağrısı da erken belirtilerden biridir. Parkinson hastalığının ileri evrelerinde stabilite kaybı ve düşmeler değerli bir sorun haline gelir.
Ayrıca harekete başlamada güçlük ve ayakları yere yapışık olarak donma da hastalarımızda karşılaştığımız bulgular arasındadır. Genel muayenede hastanın semptomlarına ve hastanın tıbbi geçmişine bakarak Parkinson tanısı koyarız. Parkinson uzun süreli, yavaş ilerleyen bir hastalık olduğu için hasta ve ailesinin tedavide uzun yıllar doktorla işbirliği yapması gerekiyor. Ancak tedavi basamağında hastanın eksik dopamin seviyesini tamamlaması için uygun ilaçları veririz ve bu ilaçların sistematik olarak kullanılmasını bekleriz. İleri evre hastalarda ve medikal tedaviye cevap vermeyen hastalarda cerrahi tedaviler iyi bir seçenek olabilir. Son yıllarda geliştirilen ve ülkemizde uygulanan ameliyatlar ile vücuttaki titremelerin giderilmesi ve hastaların yardıma ihtiyaç duymadan yaşamlarına devam edebilmeleri sağlanmaktadır.
Parkinson hastalığında medikal tedavinin yanı sıra egzersizin de önemine dikkat çeken Rıza Caferzade, fiziksel engeli olmayan hastaların aktif yaşam tarzını benimseyerek hastalığın uzun seyri ile daha iyi baş edebildiğini anlattı.
Caferzade, “Bu anlamda hastanın ihtiyacı ve hareketliliği doğrultusunda antrenman yapmasını öneriyoruz. Egzersiz kişinin kendisini iyi hissetmesinin yanı sıra kas sertliği ve hareket yavaşlığı üzerinde de olumlu etkisi vardır.” değerlendirmesini yaptı.
